15 Temmuz mitinglerinden birinde, halk "Bayrağını al gel" çağrısıyla meydanlara davet edilmişti. Miting sonrası, yere atılan bayraklar arasında duran yaşlı bir amcaya bir gazeteci mikrofon uzattı ve sordu: "Amcacım, bayrağı aldın geldin, neden bırakıp gittiniz?" Yaşlı amca, beklenmedik bir açıklıkla cevap verdi: "Bayrağı al gel dediler ama götür demediler."
Bu basit ama düşündürücü cevap, çağrıların ne kadar yüzeysel kalabileceğini gözler önüne serdi. Bugün, benzer bir yüzeysellik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "Ya Geçim Ya Seçim" çağrısında da gözlemleniyor. Halkın gerçek gündemi olan ekonomik geçimsizliği gündeme taşımak ve "Halk isterse seçim bizde isteriz" demek için yapılan bu çağrı, maalesef örgütler tarafından yeterince sahiplenilmiyor ve organize edilemiyor.
Ekonomik Kriz ve Toplumun Katmanları
Gerçek bir ekonomik kriz var ve halk bunu derinden hissediyor. Geçinemeyen milyonlarca insan var. Toplumun tüm katmanları bu ekonomik krizden etkileniyor ve her geçen gün kriz daha da derinleşiyor. Memurlar, emekliler, esnaflar, gençler, kadınlar; kısacası her kesim bu krizin yükünü omuzlarında taşıyor.
Ancak, "Ya Geçim Ya Seçim" sloganının ötesine geçemeyen sosyal medya paylaşımları, halkın bu gerçek gündemini yeterince yansıtmıyor. Örgütler, gençlik kolları ve kadın kolları gibi yapılar, kendi özelinde yaşadıkları sorunlar üzerinden güçlü söylemler gerçekleştiremiyor. Kampanyalar, halkın geniş tabakalarına yayılacak şekilde yürütülemiyor.
Sorumluluk ve Mücadele Çağrısı
Hepimiz, bu ekonomik krizden etkilenen kesimlerin farkındayız. Bu bilinçle hareket ederek, "İnsan onuruna yakışır, insanca ve hakça bir yaşam" talebini daha görünür kılmak zorundayız. Söylem ve eylemlerimizi daha etkili hale getirmek, kampanyaları daha geniş kitlelere yaymak için sorumluluğumuzun bilincinde olmalıyız.
"Ya Geçim Ya Seçim" sloganı, sadece bir slogan olmaktan çıkarılmalı ve derinlemesine bir kampanya ile desteklenmelidir. Gençler, kadınlar, emekliler, esnaflar ve diğer tüm kesimlerin yaşadıkları zorluklar, bu kampanyanın merkezi haline gelmelidir. Böylece, halkın gerçek gündemi daha net bir şekilde ortaya konabilir ve değişim için güçlü bir kamuoyu oluşturulabilir.
Örgütler, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntıları daha etkin bir şekilde dile getirmeli ve çözüm yollarını halkla birlikte aramalıdır. Bu süreçte, dayanışma ve mücadele ruhu ön planda tutulmalıdır. Halkın gerçek gündemini yansıtan ve taleplerini güçlü bir şekilde ifade eden bir hareket, ancak bu şekilde mümkün olabilir.
---
Erkan CEYLAN
Comments