Tugay ADAK
Henüz 28 yaşındaydı.
21 yaşında, ülkemizin kurucu partisi, Kurucu devrimleri gerçekleştiren, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gençlere emaneti olan Cumhuriyet Halk Partisine üye oldu.
2014 yılından itibaren, Cumhuriyet Halk Partisi, Kartepe İlçe Örgütünde aktif siyasete başlayan Tugay Adak, Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcılığı ve Gençlik Kolları Kurultay Delegeliği yapmış, Cumhuriyet Halk Partisi'nde 7 yıl hiç yorulmadan, bıkmadan, usanmadan, emekleri, fikirleri ile Kocaeli İl ve İlçe örgütlerinde, fedekârca cumhuriyet değerlerine sahip çıkmış, geleceğini kurmak adına mücadele etmiş bir kardeşimiz
TUGAY ADAK EMEK SÖMÜRÜSÜ YAPILAN
ONCA GENCİN SESİ!
Tugay Adak
Cumhuriyet Halk Partisi 'nin evladı idi!
Soğuk hava demeden,
Asansörsüz binalara aldırmadan,
AKP'nin deşifrelemesine bakmadan,
Atamam olur mu diye, kaygı duymadan, gece gündüz yorulmadan, birgün bayrak süslemesi yaparken, ağaçtan düşüp bir gözünü kaybetmesine rağmen, yine de sokaklardan ayrılmayarak mücadele eden kardeşimizi, "işsizlik, kapitalizm, vefâsızlık, emek sömürüsü" öldürdü!
Bu bir intihar değil, cinayettir!
Sayın Genel Başkanım
Kemal Kılıçdaroğlu,
MYK,
Parti Meclisi,
İl ve İlçe örgüt başkanlarım,
Büyükşehir, İl ve İlçe belediye başkanlarımız;
Bize göz verildi, gözleyin diye!
Dil verildi söyleyin diye!
O kadar çok isim biliyorum ki,
Ülkemizin, cumhuriyet değerlerine bağlı, partimizin her türlü şart altında, yorulmadan, bıkmadan, usanmadan emek veren, o kadar çok Tugay Adak var ki görmezden gelinen, buna rağmen, küsmeden, yılmadan, hâlâ mücadele eden! "Çaresiz bırakmayın " sizin evlatlarınız onlar!
Bu çağrım hepimize;
Gençlerimiz ölüyor. Hastalıktan ölüyor, yalnızlıktan ölüyor, çaresizlikten ölüyor, onuru kırılıyor ölüyor, parasızlıktan ölüyor, yobazlığın ortasında nefes alamadığından ölüyor, uyuşturucudan ölüyor, geleceksizlikten ölüyor, lümpenlikle baş edemediğinden ölüyor, üniversite bitirmenin dahi işsizliğe çözüm olmadığı bir ülkede gençlerimiz canlarına kıyarak ölüyor...
Biz Gençler;
Mücadele ederken, hiçbir emek harcamadan, emeğimizi hiçe sayarak, siyasi menfaat içinde kendine rant devşirenleri, yandaş, akraba torpilleri ile doldurulan belediyeleri, gözlüyor, görüyoruz!
Üreten, partili gençlerimizin, emeklerini çaldırmayacağız. Hep birlikte mücadele içinde emeğimize, geleceğimize, cumhuriyet değerlerine sahip çıkacağız.
Tugay Adak sessiz sedasız, göçtü!
Sessizliği sesimiz oldu!
Rahat uyu kardeşim.
Fikirlerin, ideallerine sahip çıkacağız!
Devrin daim olsun!
Mektubu okuyunca yazacak söz kalmadı.
Mektubun bittiği yer, sözün bittiği yerdi.
Sizlere Tugay Adak mektubunu bırakıyorum
Mutlaka okumalınız.
"Ben Tugay Adak! Hikayemi hepiniz öğrendiniz. 2014 yılında partimin bayrağını asarken 21 yaşında bir gözümü kaybettim. Mağduriyetimden kendime bir kazanç sağlama yoluna hiç gitmedim, bana verilen ve tutulmayan hiçbir sözü kendime dert edinmedim, kimseye sözünü tutmadı diye bir tepki de göstermedim. Sizin anlayacağınız söz verenler sözlerini yediler; lakin ben onurumu hiçe sayıp kimseden medet dilenmedim. Kendi çabamla ekmek paramı kazandım, partimden emeğimi esirgemedim. Ben partimi, partili arkadaşlarımı herkesten çok sevdim. Partim ve arkadaşlarım değil; ama makam sahipleri beni gönüllerine sığdıramadı. Beni ve milyonlarca genci Fetullahçı sınav sistemine mahkum eden bu düzene rağmen üniversiteyi kazandım. Maalesef malum hayat şartları orada da karşıma çıktı ve okulumu bitiremedim. AKP'nin liyakatı, beceriyi yok saydığı memurluk sisteminde milyonlarca genç gibi benim de torpilim olmadığı için kendime yer bulamadım. Belki hata bendeydi belki babam ensesi kalın biri değildi. Halbuki bir günde memur olup liyakat sahibi olanların ülkesinde ben liyakatsiz kaldım. Ne zaman her şey çok güzel olacak desem beni AKP'nin çürümüş düzeninde partili büyüklerim sahipsiz bıraktı. Kısacası biz yerimizde kaldık. Birileri üstümüze basıp yükseldi. Biz, sizi rüyanızda dahi görseniz inanamayacağınız makamlara sığdırdık da siz beni ve kardeşlerimi bir yere sığdıramadınız. Oysa ben 28 yıllık yaşamıma; Gezi eylemleri, adalet yürüyüşü, referanduma hayır gibi onlarca direniş sığdırdım. Partim için yaptığım hiçbir şey için en ufak bir pişmanlığım yoktur! Ama içimin yandığı iki konu vardır! Partim zora düşmesin diye anneme belediyede işe girdim diye yalan söyledim. Kardeşlerim makul bir dille anneme söyleyin beni affetsin. Kardeşlerime hakkım helal olsun. Ben 28 yılda hepinizi yüreğime sığdırdım; ama asfaltta yatan bedenimi bir yoğun bakım ünitesine sığdıramayan parti büyüklerine hakkım bir yana selamın bile yoktur! Ve artık ben yokum! Partisi için gözünü kaybeden Tugay artık canını da kaybetti. Şimdi gönül rahatlığıyla sizin olsun koltuklar, o kırmızı plakalar, o plazalar.. Gençler sayesinde kazanılan o parti meclisi koltukları, İl Başkanlığı koltukları sizin olsun. İmkanlar sizin olsun... Vaatler, yalan rüzgarları sizin. Ama bu son olsun! Kimsenin sonu benim gibi olmasın, ders olsun herkese! Hiçbir genç arkadaşım benim yaşadığım buhranları yaşayıp, içinden çıkılmaz girdaplara girmesin. El verin birbirinize, el verelim birbirimize.. Kartepe'de sıcak bir toprağın koynunda yatan ve sizi herkesten çok seven, kardeşiniz, yol arkadaşınız Tugay...”
Comments