Türkiye'de sosyal demokrat belediyeciliğin en güçlü örneklerinden biri olan Aydın Erten, Gültepe’de belediye başkanlığı yaptığı dönemde devrimci bir ruhla halkın yaşamını değiştirmiştir. Erten’in belediyecilik anlayışı, sadece yönetim değil, toplumsal dönüşüm ve sosyal adaletin inşasıydı. Bu anlayış, onun halkla kurduğu derin bağlarda ve somut hizmetlerinde en iyi şekilde kendini gösterdi.
Aydın Erten'in en dikkat çekici uygulamalarından biri, halkla birlikte hareket ederek Gültepe’ye elektrik direklerini götürmesiydi. O dönemde altyapı yetersizlikleri nedeniyle birçok bölgeye elektrik hizmeti ulaştırılamıyordu. Ancak Erten, bu sorunu belediyenin tek başına çözmesinin ötesinde, halkı da bu sürece dahil etti. Elektrik direklerini kendi elleriyle taşırken, halk da ona büyük bir destek verdi. Bu, Erten’in halkçı yaklaşımının, sosyal demokrat belediyecilik anlayışının en güçlü sembollerinden biriydi. Halkın ihtiyaçlarını doğrudan görüp, onlarla birlikte çözüm üretmek, onun belediyecilik anlayışının temel taşını oluşturuyordu.
Erten’in halkçı yaklaşımının bir diğer çarpıcı örneği ise, Gültepe’de yapılacak hizmetler için halkın kendi altınlarını toplayarak belediyeye bağış yapmasıdır. Bu hareket, Aydın Erten’in Gültepe halkı üzerindeki etkisini ve güvenini gösteren önemli bir olaydır. Halk, belediyenin kısıtlı bütçesine rağmen hizmetlerden geri kalmamak için kendi birikimlerini ortaya koydu. Bu, Erten’in halkla ne denli güçlü bir bağ kurduğunun, onların sorunlarını kendi sorunları gibi görüp çözümler ürettiğinin bir kanıtıdır. Bu dayanışma örneği, sosyal demokrat belediyeciliğin toplumsal dayanışmayı nasıl teşvik ettiğini ve halkla nasıl bütünleştiğini gözler önüne seriyor.
Aydın Erten'in Gültepe'de gerçekleştirdiği bu tür projeler, bugün hâlâ Türkiye'deki belediyecilik anlayışına ilham vermektedir. Halkla iç içe olmak, onların sorunlarını anlamak ve çözüm üretmek, bir belediye başkanının en temel görevlerinden biri olmalıdır. Günümüz belediye başkanlarının Aydın Erten’in izinden giderek, halkçı bir yönetim anlayışını benimsemeleri, sosyal adaleti sağlama yolunda önemli adımlar atmalarını sağlayacaktır.
Devrimci halkçı belediyeciliğin bir diğer güçlü örneği ise Terzi Fikri olarak bilinen Fikri Sönmez’in Fatsa’daki belediye başkanlığı dönemidir. Terzi Fikri, mahalle meclisleri ve halkın katılımıyla yönetim anlayışını benimseyerek, halkın iradesini belediye yönetimine yansıtmıştır. Aynı şekilde, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven de halkçı belediyeciliğin bedelini yargılanarak ödemiştir. Özgüven, belediyenin su hizmetlerini ücretsiz sunarak halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için cesur adımlar atmıştır. Ancak bu cesur ve halkçı adım, onu yargı karşısında bırakmıştır.
Sonuç olarak, Aydın Erten, Terzi Fikri ve Osman Özgüven gibi isimler, devrimci belediyeciliğin ne anlama geldiğini en iyi şekilde ortaya koymuştur. Halkın ihtiyaçlarını gözeten, onlarla birlikte hareket eden ve sosyal adaletin sağlanmasını hedefleyen bu anlayış, sadece geçmişte değil, günümüzde de rehber olmalıdır. Devrimci ve halkçı belediyeciliğin bu güçlü örnekleri, yerel yönetimlerin halkla nasıl iç içe olabileceğini ve toplumsal dönüşüm için nasıl bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Bu anlayışın yaşatılması, yerel yönetimlerin halkın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ve sosyal adaleti sağlaması için hayati önem taşımaktadır.
Erkan CEYLAN
Comments